Jül SezarVikipedi, özgür ansiklopediGit ve:
kullan,
araGaius Julius Caesar,
13 Temmuz M.Ö. 100[1] –
15 Mart M.Ö. 44),
Romalı askeri ve
politik lider. Dünya tarihinin en etkili insanlarından birisi olarak kabul edilir ve
Roma Cumhuriyetinin Roma İmparatorluğuna dönüşmesinde kritik bir rol oynamıştır.
Roma Senatosundaki optimates kliğine mensup muhalifleri
Marcus Porcius Cato ve
Marcus Calpurnius Bibulus'a karşı,
Populares kliğine mensup bir politikacı kimliğiyle,
Marcus Licinius Crassus ve
Gnaeus Pompeius Magnus'la birlikte gayri resmi olarak Roma politik yaşamına bir kaç yıllığına yön verecek olan
İkinci üçlü yönetimi kurdu.
Galya'yı fethederek Roma topraklarını
Atlas Okyanusuna kadar genişletti ve aynı zamanda M.Ö. 55 yılında Britanya'nın Romalılarca ilk işgalini gerçekleştirdi. Triumvirliğin yıkılmasıyla birlikte Pompey ve
Senato ile arası açıldı.
M.Ö. 49 yılında Lejyonlarının başında
Rubicon nehrini geçmesiyle başlayan iç savaş sonucu Roma dünyasının tartışmasız hakimi haline geldi.
Hükümetin kontrolünü ele almasının ardından, Roma toplumu ve yönetimini kapsayan geniş bir reform hamlesi başlattı. Hayat boyu
diktatör (
dictator perpetuus) ilan edildi ve Cumhuriyet bürokrasisini ağır biçimde merkezileştirdi. Ancak Sezar'ın eski arkadaşlarından
Marcus Junius Brutus'un önderliğindeki, Cumhuriyeti eski işleyişine kavuşturmayı hayal eden bir grup senatör tarafından
15 Mart M.Ö. 44 tarihinde öldürüldü. Suikastin ardından başlayan yeni bir iç savaş, varisi
Gaius Octavianus'un Roma dünyası üzerinde baskın bir otokratik güç haline gelmesine yol açtı. Sezar, suikastten iki yıl sonra, M.Ö. 42 yılında Senato tarafından resmen kutsanarak
Roma tanrılarından biri ilan edildi.
Sezar'ın hayatı hakkındaki bilgilerin çoğu, askeri seferlerini anlatan ve kendisi tarafından yazılmış olan "Yorumlar" (
Commentarii) adlı eserinden ve
Cicero gibi politik rakiplerinin mektup ve konuşmalarından,
Sallustius'un tarihsel yazılarından ve
Catullus'un şiirileri gibi çağdaşı kaynaklardan elde edilmiştir. Hayatına
Sezar, soylarının tanrıça
Venüs'ün sözde oğlu ve
Troyalı prens
Aeneas'ın oğlu
Iulus'tan geldiğini iddia eden ve
patrici sınıfından bir aile olan
gens Julia adlı aileye mensuptur.
[2][3] "Sezar"
cognomen'i,
Yaşlı Plinius'a göre sezeryanla doğmuş bir atasından gelir (Latince "kesmek" anlamına gelen
caedo, caedere, cecidi, caesum fiillerinden türemiştir).
[4] Historia Augusta bu konuda mevcut farklı üç iddiayı da dile getirir : ilki Sezar'ın saçının çok sık olması (Latince
caesaries); diğeri gözlerinin parlak gri olması (Latince
oculis caesiis); ya da savaşta bir fil öldürmüş olması (mağribi dilinde
caesai ) nedeniyle bu unvanı almıştır.
[5] Sezar'ın bastırdığı sikkeler üzerinde fil bulunması adı geçen son iddiayı destekler niteliktedir.
[6]Antik şecerelerine rağmen Julii Caesare'ler politik olarak etkili bir aile değildi ve mensuplarından sadece üçü
Konsül seçilebilmişti. Sezar'ın aynı adı taşıyan babası Cumhuriyetin seçimle iş başına gelen üst düzey magistraları arasında ikinci sırada yer alan
praetorluk makamına kadar yükselme başarısı göstermiş, belkide ünlü kayınbiraderi
Gaius Marius sayesinde
Asya eyaleti valiliği yapmıştır.
[7] Annesi
Aurelia Cotta bir kaç konsül çıkarmış etkili bir aileden geliyordu. Sezar'ın vasisi olarak iyi bir hatip ve dil bilimci olan Galya kökenli
Marcus Antonius Gnipho'nun atandığı bilinir.
[8]Sezar'ın her ikisinde adı
Julia olan iki kız kardeşi vardı. Sezar'ın çocukluğu ile ilgili kayıtlar çok azdır.
Suetonius ve
Plutarch'ın biyografilerinde Sezar'ın hikayesi birden bire gençliğinden başlar ve her iki eserde de açılış paragrafları kayıptır.
[9]Sezar'ın gelişim yıllarına tam bir kargaşa hakimdi. Roma'nın müttefiklerine verilen Roma Yurttaşlığı hakkının geri alınmasının neden olduğu kargaşa, Roma ve İtalyan müttefikleri arasında
Sosyal Savaş olarak adlandırılan bir savaşa neden olurken
Pontus'lu
VI. Mithridates Roma'nın doğu eyaletlerini tehdit eder hale gelmişti. Roma siyaseti ana olarak iki hizipe bölünmüş,
optimates adındaki birinci hizip Senato içerisinde aristokratik yönetimi savunurken,
populares hizipi doğrudan seçimleri tercih etmekteydi. Sezar'ın amcası Marius
popularis hizipine mensupken rakibi
Lucius Cornelius Sulla bir
optimas idi. Hem Marius hem de Sulla
Sosyal Savaş sırasında sivrilmişler, ve her ikisi de Mithridates'e karşı yapılan seferi komuta etmek istemesine rağmen şans başlangıçta Sulla'ya gülmüştü; ancak Sulla ordunun komutasını ele almak için şehir dışına çıktığında bir
tribün tarafından geçirilen yasa ile komuta Marius'a tevdi edildi. Sulla'nın tepkisi ordusuyla Roma'ya dönmek ve komutanlığını ilan ederek Marius'u sürgüne göndermeyi denemek oldu ancak o sefere çıktığında Marius çoktan geçici bir ordunun başına geçmişti. Marius ve müttefiki
Lucius Cornelius Cinna şehri ele geçirdi, Sulla "halk düşmanı" ilan edildi ve Marius'un birliklerinin Sulla'nın destekçilerinden intikamı kanlı oldu. Marius M.Ö. 86 yılı başlarından öldü ancak hizipi etkin bir güç olarak kaldı.
[10]M.Ö. 85 yılında, Sezar'ın babası bir sabah ayakkabılarını giyerken görünürde her hangi bir neden olmaksızın aniden ölünce
[11] henüz on altı yaşında olan Sezar ailenin başına geçti. Ertesi yıl Marius'un tasfiyesi sırasında ölen eski
Jüpiter yüksek rahibi
Merula'nın yerine yeni
Flamen Dialis olarak atandı.
[12] Ardından bu göreve seçilen kişilerin patrici olması zorunluluğuna ilaveten bu kişinin bir patrici ile evli olması gerektiği şeklindeki geleneği, çocukluğundan beri nişanlı olduğu varsıl bir
Equestrian aileden gelen Cossutia adındaki kızdan ayrılarak Cinna'nın kızı
Cornelia ile evlenmek suretiyle yıktı.
[13]Mithridates ile barış yapan Sulla artık geri dönerek Marius'un destekçilerine karşı iç savaşa devam edebilirdi. Tüm İtalya boyunca süren çarpışmaların ardından M.Ö. 82 Kasımında yapılan
Colline Geçidi savaşını kazanarak Roma'yı ele geçirdi ve kendisini
diktatör olarak atadı; her ne kadar bu makama atanan kişi geleneksel olarak sadece altı ay görev yapabilse de Sulla için bir limit belirlenmemişti. Marius'un heykelleri yıkıldı ve mezarı açılarak cesedi
Tiber nehri'ne atıldı. Diğer rakibi Cinna ise askerlerinin isyanı sonucu zaten öldürülmüştü.
[14] Sulla'nın yasaklamalarının ardından politik düşmanlarının yüzlercesi öldürüldü ya da sügüne gönderildi. Sezar, Marius'un yeğeni ve Cinna'nın damadı olarak artık hedefteydi. Önce amcasınan kalan mirasından, ardından karısının çeyizinden ve son olarak rahiplik görevinden mahrum bırakıldı ancak karısından boşanmayı reddedince saklanmak için kaçmak zorunda kaldı. Kendisine yönelen tehditlerden, aralarında Sullanın destekçilerinin ve
Vesta bakirelerinin de bulunduğu aile üyelerinin arabuluculuğu sayesinde, Sulla'nın isteksizce de olsa geri adım atmasıyla kurtulabildi. Sulla'nın "Sezar'da çok sayıda Macrius gördüğünü" söylediği iddia edilir.
[9]