Yaser Arafat, tam adıyla
Muhammed Abdurrahman Abdurrauf Arafat el-Kudva el-Hüseyni (
Arapça: محمد عبد الرحمن عبد الرؤوف عرفات القدوة الحسيني), kod adı
Ebu Ammar, (d.
24 Ağustos 1929 – ö.
11 Kasım 2004)
Filistinli lider.
Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) lideri ve
Filistin Ulusal Yönetimi'nin ilk başkanı. Arafat, Filistin'in özerkliği için durmaksızın
İsraillilere karşı mücadele etti. Hayatının çoğunu 1958 ile 1960 yılları arasında kurduğu siyasi
el Fetih örgütünün liderliğini yaparak geçirdi. Önceleri İsrail'in varlığına karşı idiyse de 1988 yılında
BM Güvenlik Konseyi'nin
242 sayılı kararını kabul ederek bu görüşünü değiştirmiştir.
Arafat, 1960'ların sonu ile 1970'lerin başında, el Fetih bir iç savaş sırasında
Ürdün ile açıkça karşı karşıya kaldığında olduğu gibi sürekli anlaşmazlıkların ortasında kaldı. Ürdün'den dışarı zorla çıkarılan ve
Lübnan'a yerleşen Arafat ve el Fetih, ülkenin işgal edildiği 1978 ve 1982 yıllarında İsrail'in hedefi oldu. Siyasi görüşleri ne olursa olsun
Filistinlilerin çoğunluğu Arafat'ı bir özgürlük savaşçısı ve şehit olarak tanımlarken,
İsraillilerin çoğu, örgütünün sivillere karşı giriştiği birçok eylem nedeniyle terörist olarak görmektedir.
[1]Hayatının son dönemlerinde Arafat, FKÖ ile
İsrail arasında onyıllardır süren anlaşmazlığı sona erdirmek için İsrail hükümeti ile bir dizi müzakereye girişti. Bunların arasında 1991 Madrid Konferansı, 1993 Oslo İlkeler Anlaşması ve 2000 Camp David Zirvesi bulunur. İslamcılar ve FKÖ'nün bazı sol kanat mensupları yozlaştığını ve İsrail hükümetine çok fazla taviz verdiğini söyleyerek kınamış ve muhalif olmuşlardı. 1994 yılında Arafat, Oslo'da yapılan müzakerelerden ötürü
İzak Rabin ve
Şimon Peres ile birlikte
Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü. Bu esnada
Hamas ve diğer militan örgütlerin gücü eline geçirerek el Fetih ve Arafat'ın talep ettiği otoriteyi sarstı.
2004 yılının sonlarında Ramallah'da bulunan binalarda iki yılı aşkın bir süredir İsrail Ordusu tarafından zorla tutulmaktayken Arafat hastalandı ve komaya girdi. Gerçek ölüm sebebi tam olarak bilinmese de doktorlar idiyopatik trombositopenik purpura ve
sirozdan söz etti ama otopsi yapılmadı. Arafat
11 Kasım 2004'te 75 yaşında öldü.
Konu başlıkları
[[url=https://hamza.yetkin-forum.com/javascript:toggleToc
|
//
Aile geçmişi ve gençliği [değiştir]Doğumu ve çocukluğu [değiştir] Genç Arafat'ın bir portresi, 1940'lar.
Arafat,
Kahire'de
Filistinli bir anne ve babanın çocuğu olarak doğdu.
[2] Babası, Abdurrauf el-Kudva el-Hüseyni,
Gazzeliydi; babasının annesi
Mısırlıydı. Arafat'ın babası Kahire'nin kültürel olarak kozmopolit Sakanini mahallesinde tekstil tüccarıydı. Arafat yedi kardeşin en genç ikincisiydi ve yalnızca küçük kardeşi Fethi ile kendisi Kahire'de doğmuştu. Annesi Zehva Ebulsuut 1933'te, Arafat dört yaşındayken böbrek rahatsızlığından öldü.
[3]Arafat'ın
Kudüs ile ilk bağlantısı, tek başına yedi çocuğu yetiştiremeyen babasının kardeşi Fethi ile kendisini, Eski Kudüs'ün Fas mahallesinde yaşayan annesinin ailesine göndermesiyle oluştu. Orada amcaları Selim Ebulsuut ile birlikte dört yıl yaşadılar. 1937'de babaları, ablaları İnam tarafından bakılmak üzere onları yanına geri aldı. Arafat'ın babası ile olan ilişkileri giderek kötüleşmiş ve 1952'de babası öldüğünde cenazesine katılmamıştır. Gazze'ye dönüşünden sonra bile babasının mezarını ziyaret etmemiştir.
[3]Eğitimi ve 1948 Arap-İsrail Savaşı [değiştir] Arafat (sağdan ikinci) Kahire Üniversitesi'nde diğer inşaat mühendisliği öğrencileriyle, Eylül 1951.
1947'de Arafat Kral I. Fuat Üniversitesi'ne kaydoldu ve 1950'de mezun oldu. Daha sonraları bu dönemde Yahudilerle giriştiği tartışmalarla ve
Theodor Herzl ile diğer önde gelen siyonistlerin yayımladıkları eserleri okuyarak
Yahudilik ve
Siyonizm hakkında daha iyi bilgilendiğini belirtmiştir.
[4] Ancak yaşamının bu evresinde bir Arap milliyetçisi oldu ve gizli yollardan ele geçirdiği silahları Arap Yüksek Komitesi'nin ve Cihat Ordusunun üyeleri tarafından kullanılmak üzere o zaman İngiliz mandası altında olan Filistin'e kaçak yollardan soktu.
[5] 1948 Arap-İsrail Savaşı sırasında, Arafat üniversiteden ayrıldı ve diğer Araplarla birlikte Filistin'e girerek İsrail birliklerine karşı savaşan Arap kuvvetlerine katılmaya çalıştı. Ancak Filistin fedailerinin yanında savaşmak yerine, resmî olarak örgüte hiç girmemiş olsa da
Müslüman Kardeşlerin yanında savaştı.
[3] Çatışmada Mısır kuvvetlerinin ana savaş alanı olan Gazze'de savaşa katıldı. 1949 yılının başlarında savaş İsrail'in lehine doğru ilerlemekteydi ve Arafat bu esnada lojistik destek eksikliğinden ötürü Kahire'ye geri döndü.
[3]Üniversiteye döndükten sonra Arafat
inşaat mühendisliği okudu ve 1952'den 1956'ya kadar Filistinli Öğrenciler Birliği'nin başkanlığını yaptı. Başkanlık yaptığı ilk sene, Özgür Subaylar Hareketi'nin Kral
I. Faruk'u devirmesinden sonra üniversitenin adı Kahire Üniversitesi oldu. Bu sıralarda Arafat inşaat mühendisliğinden mezun oldu ve
Süveyş Krizi'nde savaşmak için Mısır Ordusu'na çeğrıldı ancak bizzat savaş alanında çarpışmadı.
[3] O yılın sonunda,
Prag'da bir konferansta düz beyaz bir kefiye taktı. Bu kefiye daha sonra Kuveyt'te takmaya başladığı kendisiyle özdeşleşen siyah-beyaz damalı kefiyeden farklıydı.
[6]