Gürcistan (
Gürcüce: საქართველო/Sakartvelo;
Gürcüstan olarak da yazılır),
Karadeniz’in doğu kıyısında, Güney
Kafkasya’da yer alır. Tam adı Gürcistan Cumuhuriyeti’dir. Eski Sovyet cumhuriyetlerinden biri olan Gürcistan'nın kuzeyinde
Rusya, güneyinde
Azerbaycan,
Ermenistan ve güneybatısında
Türkiye yer alır. Ülkenin batı sınırını Karadeniz belirler.
//
Etimoloji [değiştir]Gürcüler kendilerini
Kartvelebi (ქართველები), ülkelerini
Sakartvelo (საქართველო), dillerini
Kartuli (ქართული) olarak adlandırır. Efsaneye göre Kartvellerin atası,
Kitabı Mukaddes’teki
Yafet’in torunlarından
Kartlos’tur.
Strabon,
Herodot,
Plutarkhos,
Homeros gibi Eski Yunanlı,
Titus,
Livius,
Cornelius Tacitus gibi Romalı yazarlar ülkenin doğusundakileri İberler (Bazı Eski Yunan kaynaklarında
İberoi), batısındakilerini de Kolhlar olarak adlandırmışlardır.
Farsça’dan Türkçe’ye geçen Gürcü ve Gürcülerini Batı dillerindeki adının kökenine ilişkin iki farklı yaklaşım vardır. Bunlardan ilki, Eski Yunan ve Latin kökenli, tarımla ilişkili anlamındaki
georgicus sözcüğünden geldiğine ilişkin teoridir. Gürcü adının Aziz Giorgi’den türemiş olduğunu belirten kaynaklar da vardır. Bir başka olasılık ise, Eski Pers döneminde Gürcülerin
Gurcan,
Gurc olarak adlandırıldığı ve Gürcü, Georgian gibi adların buradan türemiş olmasıdır.
Tarih [değiştir]Ana madde: Gürcistan tarihi Bugünkü Gürcistan’ın Taş Devrinden bu yana yerleşim yeri olmuştur.
Dmanisi’de ortaya çıkarılan ve
Homo georgicus olarak adlandırılan İnsansıgiller kalıntısı 1,8 milyon yıl öncesine tarihlenir. Klasik dönemde ülkenin doğusunda kurulan İberia Krallığı ve batısında kurulan
Kolheti Krallığı, Gürcülerin kültürel gelişiminin ve devlet kurma geleneğinin başlangıcını oluşturdu. Yazılı kaynaklara göre Proto-Gürcülerin İÖ 12. yüzyıllarda tarih sahnesine çıkmışlardır. Arkeolojik buluntular ilk Gürcü siyasal yapılanmasının İÖ 7. yüzyıla kadar gerilere gittiğini gösterir. İÖ 4. yüzyılda ilk birleşik Gürcistan krallığı kuruldu.
Gürcistan’da 337 yılında
Hıristiyanlık resmi din olarak ilan edildi. Ülke, 13. yüzyılda Kraliçe
Tamar döneminde küçük bir imparatorluk haline geldi ve
Şota Rustaveli’nin ünlü destanını da yazdığı bu dönemde Altın Çağı’nı yaşadı. Yüzyıllar boyunca
İran,
Moğollar,
Rusya ve
Osmanlı Devleti’nin çekişmesine sahne olan Gürcistan, 1801’den itibaren Rusya tarafından ilhak edildi. 1918-1921 arasında
Demokratik Gürcistan Cumhuriyeti adı altında bağımsız bir devlet kuruldu. 1921’de ülkeye
Kızıl Ordu girdi ve Gürcistan
Sovyet cumhuriyetlerinden biri oldu. 1991 yılında yeniden bağımsızlığını kazandı.
Antik dönem [değiştir]Antik çağlarda Eski Yunanlılar ve Romalılar Gürcistan’ın doğusunu İberia, batısını
Kolhis (Gürcüce: Kolheti) olarak adlandırıyordu.
Hıristiyanlıkla ilk tanışan yerler de ülkenin batı kesimleriydi. Hıristiyanlığın 337 yılında (son araştırmalara göre 319 yılında) yayılmaya başladığı kabul edilir. Ülkenin batısı aynı zamanda,
Yunan mitolojisinde İason liderliğindeki
Argonotların Altın Post’u ele geçirmeye gitti yer olarak bilinir. Kendi dilinde
Egrisi veya
Lazika olarak bilindiği Kolhis, Persler ve Bizansa arasındaki savaş sonrasında Bizans İmparatorluğu’nun eline geçti.
Hıristiyanlık öncesi dönemde Kartli ve İberia Krallığı, batıdan Yunan, doğudan İran’ın baskısı altında kaldı.
Roma İmparatorluğu’nun Kafkasya’yı fethettiği İÖ 66 yılından itibaren Gürcistan yaklaşık 400 yıl Roma’nın egemenliği altında kaldı. İS 330’da Kral Mirian Hıristiyanılğı kabul etti ve komşusu
Bizans’la yakın ilişkiler kurdu. Böylece birkaç yüzyıl sürecek olan Bizans etkisi başlamış oldu.
Gürcistan’daki krallıklar küçük feodal bölgelere ayrılıyordu. Bu durum 7. yüzyılda Arapların Gürcistan’ı fethetmelerini kolaylaştırdı. Zaman içinde bu bölgeler yeniden eski konumlarını kazandılar ve 11. yüzyılda birleşik Gürcistan krallığı kuruldu. 12. yüzyılın başlarında Gürcistan yönetimi, Güney Kafkasya’nın büyük bölümünü, Anadolu’nun kuzeydoğu kesimini kontrol ediyordu